İnsanın şahsi hayatını ve toplum hayatını düzenleyen en önemli kurumların başında aile hayatı gelir. Bir toplumumuzun aile hayatı arızalıysa, o toplumumuzun da insanlığa yapacağı katkı son derece azdır. Boşanmaların hızla arttığı, aile içi huzursuzlukların yaşandığı çağımızda evlilik müessesi ve onun hangi temeller üzerine kurulması gerekli olduğu üstünde durmak gerekir.
Bediüzzaman'ın Evlilik Tanımı
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, evlilik konusuna Risale-i Nur Külliyatı’nın çeşitli yerlerinde vurgu yapmaktadır. Bediüzzaman, pek çok konu da olduğu gibi evlilik konusunda da değişik bakış açıları geliştirerek evliliği kısaca;
“Evet insan, bir refikaya ya da bir refike muhtaçtır ki, tarafeyn, aralarında, hayatlarına lazım olan şeyleri muavenet sureti ile yapabilsinler. Ve rahmetten neş’et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler. Ve gamlı, kederli vakitlerini, ferah ve sürura tebdil edebilsinler. Zaten dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refikasıyla olur.” biçiminde açıklar.
Zaten Cenab- Hak Kur’an-ı Kerim’de “İçinizden, kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen kavim için dersler vardır.”(Rum Suresi-21) diyerek evliliğin hikmet boyutunu insanlara bildirmektedir.
Gerçek sevgi nasıl olmalı ?
Günümüz evliliklerinde yapılan en büyük hatalardan biride, eşlerin birbirlerine olan sevgisinin hangi yönde olması gerekli olduğudir. Çağımızın modern toplum insanı bu dengeyi ayarlayamadıkları için evliliklerin çoğu huzursuzluklarla ve kısa bir süre içinde boşanmalarla sonuçlanmaktadır. Eşler arasındaki muhabbetin nasıl olması gerekli olduğuni ise Bediüzzaman şöyle açıklar ;
“Hem, refika-i hayatını, rahmet-i İlahiyenin munis, latif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsn-i suretine muhabbetini bağlama. Belki bayanın en cazibedar, en tatlı güzelliği, kadınlığa mahsus bir letafet ve nezaket içerisindeki hüsn-i siretidir.
Ve en kıymettar ve en şirin cemali ise, ulvi, ciddi, samimi, nurani şefkatidir. Şu cemal-i şefkat ve hüsn-i siret, ahir hayata kadar devam eder, ziyadeleşir. Ve o zaife, latife mahlukun hukuk-u hürmeti o muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa, hüsn-i suretin zevaliyle, en muhtaç olduğu bir zamanda, biçare, hakkını kaybeder.”
Evlilikte denklik
Evliliğe adım atmadan önce evlenecek kişilerin birbirine denk olması gerekli olduğuni belirten Bediüzzaman bu denkliğin en önemli kısmının “diyanet” noktasında olması gerekli olduğuni ifade eder. Ve eşlerin birbirlerini bu konu da taklit etmesi gerekli olduğuni şu ifadelerle açıklar;
“Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki, kocasını mütedeyyin görür, ebedi dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur, saadet-i dünyeviyesi içinde saadeti uhreviyesini kazanır."
Gerçek evliliğin insana sağlamış olduğu faydalar
Eşler arasındaki muhabbetin Kur’an ve Sünnet ışığı altında olduğu taktirde insana sağlayacağı yararların neler olacağını da belirten Bediüzzaman Hazretleri tüm bu bilgilerin ışığı altında mutlu evliğin sırlarını insanlara verir.
Bu yararları şöyle ifade eder ;
“Refika-i hayatına meşru dairesinde, yani, latif şefkatine, güzel hasletine, hüsn-i siretine binaen samimi muhabbet ile refika-i hayatını da naşizelikten, sair günahlardan muhafaza etmenin netice-i uhreviyesi ise, Rahim-i mutlak, o refika-i hayatı hurilerden daha güzel bir surette ve daha ziynetli bir tarzda, daha cazibedar bir biçimde, ona dar-ı saadette ebedi bir refika-i hayatı ve dünyadaki eski maceraları birbirine mütelezzizane nakletmek ve eski hatıratı birbirine tahattur ettirecek enis, latif, ebedi bir arkadaş, bir muhip ve mahbup olarak verileceğini vaat etmiştir. Elbette vaat ettiği şeyi kat’i verecektir.”
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur Külliyatı’nda 24. Lem’a (Tesettür Risalesi)’da evlilik konusuna değinmektedir. Ayrıca Külliyat’ın çeşitli yerlerinde evlilik kurumuna vurgu yapmaktadır.
Toplumun çok büyük bir yarası haline gelen boşanmalar konusunda, mutlu evlilik konusunda Bediüzzaman Hazretleri’nin Kur’an ve Sünnet ışığında bu asrın insanına vereceği çok şey vardır.
Bu hastalıklı asrın tedavisinde Kur’anın manevi bir tefsiri olan Risale-i Nur’un söyleyeceği çok şey vardır. Manevi hastalıklarımızın tedavisi onu dinlemekten geçer.
ALINTIDIR
Bediüzzaman'ın Evlilik Tanımı
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, evlilik konusuna Risale-i Nur Külliyatı’nın çeşitli yerlerinde vurgu yapmaktadır. Bediüzzaman, pek çok konu da olduğu gibi evlilik konusunda da değişik bakış açıları geliştirerek evliliği kısaca;
“Evet insan, bir refikaya ya da bir refike muhtaçtır ki, tarafeyn, aralarında, hayatlarına lazım olan şeyleri muavenet sureti ile yapabilsinler. Ve rahmetten neş’et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler. Ve gamlı, kederli vakitlerini, ferah ve sürura tebdil edebilsinler. Zaten dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refikasıyla olur.” biçiminde açıklar.
Zaten Cenab- Hak Kur’an-ı Kerim’de “İçinizden, kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen kavim için dersler vardır.”(Rum Suresi-21) diyerek evliliğin hikmet boyutunu insanlara bildirmektedir.
Gerçek sevgi nasıl olmalı ?
Günümüz evliliklerinde yapılan en büyük hatalardan biride, eşlerin birbirlerine olan sevgisinin hangi yönde olması gerekli olduğudir. Çağımızın modern toplum insanı bu dengeyi ayarlayamadıkları için evliliklerin çoğu huzursuzluklarla ve kısa bir süre içinde boşanmalarla sonuçlanmaktadır. Eşler arasındaki muhabbetin nasıl olması gerekli olduğuni ise Bediüzzaman şöyle açıklar ;
“Hem, refika-i hayatını, rahmet-i İlahiyenin munis, latif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsn-i suretine muhabbetini bağlama. Belki bayanın en cazibedar, en tatlı güzelliği, kadınlığa mahsus bir letafet ve nezaket içerisindeki hüsn-i siretidir.
Ve en kıymettar ve en şirin cemali ise, ulvi, ciddi, samimi, nurani şefkatidir. Şu cemal-i şefkat ve hüsn-i siret, ahir hayata kadar devam eder, ziyadeleşir. Ve o zaife, latife mahlukun hukuk-u hürmeti o muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa, hüsn-i suretin zevaliyle, en muhtaç olduğu bir zamanda, biçare, hakkını kaybeder.”
Evlilikte denklik
Evliliğe adım atmadan önce evlenecek kişilerin birbirine denk olması gerekli olduğuni belirten Bediüzzaman bu denkliğin en önemli kısmının “diyanet” noktasında olması gerekli olduğuni ifade eder. Ve eşlerin birbirlerini bu konu da taklit etmesi gerekli olduğuni şu ifadelerle açıklar;
“Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki, kocasını mütedeyyin görür, ebedi dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur, saadet-i dünyeviyesi içinde saadeti uhreviyesini kazanır."
Gerçek evliliğin insana sağlamış olduğu faydalar
Eşler arasındaki muhabbetin Kur’an ve Sünnet ışığı altında olduğu taktirde insana sağlayacağı yararların neler olacağını da belirten Bediüzzaman Hazretleri tüm bu bilgilerin ışığı altında mutlu evliğin sırlarını insanlara verir.
Bu yararları şöyle ifade eder ;
“Refika-i hayatına meşru dairesinde, yani, latif şefkatine, güzel hasletine, hüsn-i siretine binaen samimi muhabbet ile refika-i hayatını da naşizelikten, sair günahlardan muhafaza etmenin netice-i uhreviyesi ise, Rahim-i mutlak, o refika-i hayatı hurilerden daha güzel bir surette ve daha ziynetli bir tarzda, daha cazibedar bir biçimde, ona dar-ı saadette ebedi bir refika-i hayatı ve dünyadaki eski maceraları birbirine mütelezzizane nakletmek ve eski hatıratı birbirine tahattur ettirecek enis, latif, ebedi bir arkadaş, bir muhip ve mahbup olarak verileceğini vaat etmiştir. Elbette vaat ettiği şeyi kat’i verecektir.”
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur Külliyatı’nda 24. Lem’a (Tesettür Risalesi)’da evlilik konusuna değinmektedir. Ayrıca Külliyat’ın çeşitli yerlerinde evlilik kurumuna vurgu yapmaktadır.
Toplumun çok büyük bir yarası haline gelen boşanmalar konusunda, mutlu evlilik konusunda Bediüzzaman Hazretleri’nin Kur’an ve Sünnet ışığında bu asrın insanına vereceği çok şey vardır.
Bu hastalıklı asrın tedavisinde Kur’anın manevi bir tefsiri olan Risale-i Nur’un söyleyeceği çok şey vardır. Manevi hastalıklarımızın tedavisi onu dinlemekten geçer.
ALINTIDIR