Muhabir
New member
Birfazlaca ülkede merkezleri bulunan dünyanın önde gelen niyet kuruluşlarından Carnegie kapsamlı bir tahlil yayınlayarak Türkiye’nin son devirde gerilen Moskova-Kiev alakaları ile ilgili gelişmeleri derledi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir istikrar siyaseti izlemesinin mümkün olduğunun açıklandıği makalede, buna karşın atılacak her adımın dikkatlice incelenmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
“MOSKOVA, WASHINGTON, BRÜKSEL, TÜRKİYE’Yİ İZLEYECEK”
Sözcü’nün aktardığına nazaran; Marc Pierini imzalı makalede, “Ankara’nın Kiev’e drone satması Moskova’yı kızdırdı. Ukrayna’daki ve bölgedeki askeri tansiyon Türkiye’nin Rusya ile bağlantısına ziyan verir, Türkiye’nin NATO operasyonuna katılmasını maniler ya da ikisini de yapabilir. Türkiye, savunma endüstrinde kayda paha ilerleme sağladı son senelerda. NATO üyesi olduğu ve bununla birlikte Rusya ile stratejik bağlar kurduğu için Türkiye’nin atakları Moskova, Washington ve Brüksel’de yakından izlenecek” denildi.
Üç hususta Türkiye’nin yaklaşımının kritik olduğunu lisana getiren Pierini, Ankara’nın Ukrayna’ya drone satmasının, NATO’nun Rusya’ya yaptırım uygulayabileceğini ve buna Türkiye’nin de katılabileceğini ve mümkün bir NATO müdahalesinde Türkiye’nin de yer alıp almayacağının kritik değerde olduğunu lisana getirdi. Pierini, buna karşılık Rusya’nın da Türkiye’ye karşı tavrını sertleştirebileceğini öne sürdü. Pierini, “Moskova’nın da seçenekleri var. Ukrayna’ya satılan Türk üretimi askeri ekipmanlara karşı harekete geçebilir, karşı yaptırım uygulayabilir (turizm ve tarım mamüllerinin ithalatı durdurulmuştu geçmiş krizlerde) ya da Suriye’de fazlaca daha sert bir tavır sergileyebilir” dedi.
Kremlin, Beyaz Saray ve NATO içinde münasebetleri bir ortada sürdürmeye çalışan Erdoğan’ın karşılaşacağı en büyük sorun olarak bu durumun tanıtıldığına dikkat çeken Pierini, “Ankara’nın iki ülke içindeki diplomatik rolü de sallantıda. Moskova, NATO’ya askeri takviye sağlayan örneğin Karadeniz’de bir atak yapan Türkiye’nin arabuluculuğunu niye kabul etsin” sorusunu sordu.
Türkiye’nin kayda kıymet bir biçimde gelişen drone teknolojisinin siyasi olarak hem bir lütuf tıpkı vakitte bir lanet olduğunu yazan Pierini, “Bu atılım Türkiye’nin memleketler arası arenada imajını güçlendirirken, daha dikkatli bir satış siyaseti daveti ile tenkitleri de çekiyor” sözünü kullandı.
“HASSAS DENGE”
Carnegie’nin resmi internet sitesinde yayınlanan makalede, “Hassas ekonomik ve siyasi durum göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna-Rusya krizini askeri gücünü göstermek, Batı ve Rusya ile siyasi ilgi kurmak ve arabuluculuk yeteneklerini öne çıkarmak için kullanacak. Bunun iç siyasette faydalarını kavramak kolay ancak milletlerarası arenada oluşabilecek riskler ise sonsuz sayıda” yorumu yapıldı.
Pierini, “Türkiye için Rusya ve Batı içinde yeni bir istikrar kurmak epey hassas bir hareket kabiliyeti gerektiriyor. Ukrayna şu an kritik bir sınav” tabirleriyle makaleyi sonlandırdı.
“MOSKOVA, WASHINGTON, BRÜKSEL, TÜRKİYE’Yİ İZLEYECEK”
Sözcü’nün aktardığına nazaran; Marc Pierini imzalı makalede, “Ankara’nın Kiev’e drone satması Moskova’yı kızdırdı. Ukrayna’daki ve bölgedeki askeri tansiyon Türkiye’nin Rusya ile bağlantısına ziyan verir, Türkiye’nin NATO operasyonuna katılmasını maniler ya da ikisini de yapabilir. Türkiye, savunma endüstrinde kayda paha ilerleme sağladı son senelerda. NATO üyesi olduğu ve bununla birlikte Rusya ile stratejik bağlar kurduğu için Türkiye’nin atakları Moskova, Washington ve Brüksel’de yakından izlenecek” denildi.
Üç hususta Türkiye’nin yaklaşımının kritik olduğunu lisana getiren Pierini, Ankara’nın Ukrayna’ya drone satmasının, NATO’nun Rusya’ya yaptırım uygulayabileceğini ve buna Türkiye’nin de katılabileceğini ve mümkün bir NATO müdahalesinde Türkiye’nin de yer alıp almayacağının kritik değerde olduğunu lisana getirdi. Pierini, buna karşılık Rusya’nın da Türkiye’ye karşı tavrını sertleştirebileceğini öne sürdü. Pierini, “Moskova’nın da seçenekleri var. Ukrayna’ya satılan Türk üretimi askeri ekipmanlara karşı harekete geçebilir, karşı yaptırım uygulayabilir (turizm ve tarım mamüllerinin ithalatı durdurulmuştu geçmiş krizlerde) ya da Suriye’de fazlaca daha sert bir tavır sergileyebilir” dedi.
Kremlin, Beyaz Saray ve NATO içinde münasebetleri bir ortada sürdürmeye çalışan Erdoğan’ın karşılaşacağı en büyük sorun olarak bu durumun tanıtıldığına dikkat çeken Pierini, “Ankara’nın iki ülke içindeki diplomatik rolü de sallantıda. Moskova, NATO’ya askeri takviye sağlayan örneğin Karadeniz’de bir atak yapan Türkiye’nin arabuluculuğunu niye kabul etsin” sorusunu sordu.
Türkiye’nin kayda kıymet bir biçimde gelişen drone teknolojisinin siyasi olarak hem bir lütuf tıpkı vakitte bir lanet olduğunu yazan Pierini, “Bu atılım Türkiye’nin memleketler arası arenada imajını güçlendirirken, daha dikkatli bir satış siyaseti daveti ile tenkitleri de çekiyor” sözünü kullandı.
“HASSAS DENGE”
Carnegie’nin resmi internet sitesinde yayınlanan makalede, “Hassas ekonomik ve siyasi durum göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna-Rusya krizini askeri gücünü göstermek, Batı ve Rusya ile siyasi ilgi kurmak ve arabuluculuk yeteneklerini öne çıkarmak için kullanacak. Bunun iç siyasette faydalarını kavramak kolay ancak milletlerarası arenada oluşabilecek riskler ise sonsuz sayıda” yorumu yapıldı.
Pierini, “Türkiye için Rusya ve Batı içinde yeni bir istikrar kurmak epey hassas bir hareket kabiliyeti gerektiriyor. Ukrayna şu an kritik bir sınav” tabirleriyle makaleyi sonlandırdı.