Şenol Güneş’ten flaş sözler! ‘Afyon yutmuş üzere oynadık’ A Ulusal Ekip teknik yöneticisi Şenol Güneş değerlendirmelerde bulunuyor.
Şenol Güneş’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu bir teslimiyet değildir. Oyuncularımın da hala hüznünün var olduğunu görüyorum. Bütün oyuncularla tek tek konuştum. Onların da görüşlerini ve tahlillerini almış oldum.
Bu turnuvada asıl karakterimizi gösteremedik. Lakin herkes şunu bilsin ki bayağı bir ekip değiliz. Tenkitlerin dozunun bu yüzden yüksek olduğunu da görüyoruz, biliyoruz.
Sert tenkitleriniz oldu lakin bunları anlıyorum. Biz de içimize sindiremiyoruz. Haklısınız fakat sorunu bir kenara atmak yerine nasıl bir yol çizeceğimizi konuşmamız gerekiyordu.
Vakit zaman afyon yutmuş üzere oynadık lakin o denli bir ekip değiliz aslında. Nereden nereye geldiğimizi yeterli biliyorum..
Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası’nda yer almak amacımızdı. Birinci amacımızı gerçekleştirdik. Ancak kümelerden çıkamadık.
“Turnuvanın başında hiç bir sıkıntımız yoktu”
Turnuvanın başlangıcına kadar hiç bir meselemiz yoktu. Tahminen rehavet denebilir tahminen de öz itimat çoklığı olabilir.
Oyuncular İtalya maçına iştahlı çıktılar, oyunumuz mahkumiyete döndü. Gol daha sonrasında oyunda kopmalar fazla oldu. Biz orada ezildik. Bu ezikliği özgüven kaybı olarak düşündük.
Marttaki maçlar bittikten daha sonra tüm maçların tahlillerini ve ferdî tahlillerin sonuçlarını oyunculara gönderdik. Bu kadar istediğin alana yansımaması oyuncuları da düşürdü. Onlar da kendilerini göstermek istiyordu.
“Yıkılmadık, yıkılmayacağız”
Koşullar ne olursa olsun yıkılmadık, yıkılmayacağız. Dünya Kupası elemeleri var buraya odaklanacağız.
yeniden sahiplenilen, sevilen bir ulusal grup olmak için çalışmaya devam etmek zorundayız. Biz bunu sağladık. Bu çocuklar kaybettiği vakit da çocuklarımız. Sorumluluğu ben paylaşırım.
Dünya Kupası’nda 3. olduğumuzda da Dünya futbolunda üçüncü değildik, burada 24 kadro içinde 24. denince de 24. kadro olmuyoruz.. Biz yerimizi arayan bir ekibiz.
“Bu turnuvaya travma olarak bakmayacağız”
Konuşup tartışalım lakin bunu yaparken yaralamayalım. Kimsenin tenkit hakkını elinden alamayız. Ortak niyet ve çalışmayla yola devam etmeliyiz. Oyunumuzu ileriye taşıyacak düzeyimiz var. Yaralamak yerine, yaraları sarmak ve tepeye çıkmak istiyorum.
Yetkimizi, sonlarımızı ve sorumluluklarımızı daima bildik. Lakin kusurlarımızdan ders alıp sıçrayacak gideceğiz. Bu turnuvayı bir yol gösterici olarak nazaranceğiz, travma olarak bakmayacağız.
Muvaffakiyet için daha hayli konuşulması ve tartışılması gereken bir devir. Finalde olmayan Fransa, Portekiz, Belçika, Hollanda üzere ekiplere baktığımızda bizim de olmamamız olağan. Bunu başarabilmek için ne yapılması gerektiğini konuşmamız gerekiyor.
“Kulüp kadrosu düşünmüyorum”
Bana yapılan hiç bir tenkit yahut hücum aldığımız sonuçların yarattığı hüzünden çok değil. Daha makûs günler gördüm. Beni de yıpratabilirsiniz lakin oyuncuların yıpranmasını istemiyorum.
Bu tabloyu yarım bırakmayacağız ve fırça darbelerimize dikkat ederek bu tabloyu tamamlayacağız. İkinci maksadımız olan Dünya Kupası’na ulaşacağız.
Başarısızlığımızın tahlilini yapıyoruz, yaptık, yapacağız. Beni istemeyenler, eleştirenler de var ancak yalnız hissettirmeyen epey büyük bir kesim de var.
Ben her bıraktığım oyuncuya üzülüyorum, kendilerine de söylüyorum. Sevmek, saymak öbür bir şey lakin iş diğer bir şey.
Kulüp kadrosu düşünmüyorum. Bulunduğum yer benim için rahatsız edici değil. Elimizde âlâ bir oyuncu kümesi var. Onlarla birlikte Dünya Kupası’na katılacağımızı düşünüyorum.
“Takım pirim almadı”
Şunu söyleyeyim; EURO 2020’den dolayı bu kadro hiç bir prim almadı. Zira sonuç gelmedi. Oyuncu maaş almıyor, maaş alan benim. Benim maaşımla da ilgili konuşuluyor ve palavra yazılıyor. İsterlerse hiç para almayayım, kıymetli değil.
“Keşke arbede olsaydı”
Benim kampta sorun olarak gördüğüm tek şey; idare ve oynamayan oyuncuların olduğu antrenmanda Enes Ünal ile Halil Dervişoğlu’nun yaşadığı olay. Halil Dervişoğlu pas atılmadığı için söylenirken Enes de kendisini o an ağabey olarak gördü ve karşılık verdi. Olay bu, hengameler ve yumruklar yazıldı. Keşke olsaydı, tahminen hırslanırlardı.’
“Şu çocukların yakasını bırakın”
Şu çocukların yakasını bırakın. İdareye de, çocuklara prim vermeyin dedim. Bu ekip en epey desteklenen gruptu. Beklentiler o kadar yüksekti ki oyuncular da ona bakılırsa davranmaya başladı. Benim çalıştırmalarımın dışında oyuncular da ekstra çalıştı. Tahminen de bu yanlıştı.
Isınmada oyunculara hiç bir şey demem. O da kusur olabilir. Ben ömrümde İtalya’nın ısınması üzere bir ısınma görmedim. Senin maçta atacağın deparı onlar ısınma sırasında atıyor. Süratli başlayabilirler dedim ekibime.
“Daha evvel de makûs sonuçlar aldık”
Daha evvel de makus sonuçlar aldık. Bu oyunculara bu durumu daha düzgün anlatmamız gerek. Benim de başımda şu an olan oyuncular aşikâr lakin gelecek oyuncular için de kapımız açık. var ise daha düzgünleri onları da alırım. Kaleye, savunmaya… İki bekimiz belirli, bunlara kimi katabiliriz diye bakıyoruz. Mert Müldür geldi ve uygundu. Ben bunları oyuncularla da konuşuyorum. Başımdaki oyuncularla bunu paylaşıyorum. Bu bir tabana vuruştu lakin tekrar tabana vurmayız.
“Salih ve Berat düşündüğüm oyuncular”
Mahmut Tekdemir sakatlandı, bel sakatlığı vardı. Efecan ve Halil Akbunar ile ilgili de o bölgede Cengiz Ünder vardı. Takıma alınmayan Salih, Berat üzere oyuncular düşündüğüm oyuncular. Taylan da oynayamadı. Onu izlediğim maçlara göre daha durağandı. O bölgede Kaan’ı kullandım.
“Taylan için olumsuz bir durum”
Taylan Antalyalı sakatlığım yok dedi, bu biçimde niçin ameliyat oldun? Sakatlığım var deseydin, öbür oyuncular bunu söylemiş oldu; Hasan Ali üzere. Taylan Antalyalı için olumsuz bir durum.
“Emre Belözoğlu ile iki kere görüştük”
Emre Belözoğlu ile görüştüğüm doğrudur. İki defa görüştük. Ulusal kadroda değişimler olacağını söylemiştim. Başlamasaydı sportif yöneticiliğe bizle başlamasını isterdim. çabucak hemen kesinleşmedi, görüşüyoruz.
“Oyuncularla bağlantılarımızda bir sıcaklık var”
Oyuncularla aramda bir nesil çatışması yok, münasebetlerimizde bir sıcaklık var. Lakin farklı bir dünyamız olduğu doğrudur. Oyuncu bağlarımızda adaletli ve özgür bir ortam aşılamaya çalışıyorum. Sıkıldıklarını, çabucak bir şeyler yapmak istediklerini nazaranbiliyorum.
“Hamit Altıntop âlâ bir futbol adamı”
Hamit Altıntop ile epey sık görüşürüm. 2-3 gün evvel görüştük. ‘Hamit Bey’ diyeyim, yöneticimiz. Takdir hakları var. O yazı çıktıktan daha sonra konuşuldu, bana o denli bir şey söylemedi. Hamit Altıntop; epey sevdiğimiz, âlâ bir futbol adamı. Lakin bu konuşmaları sokaktaki birinin ağzıyla konuşursa yanlış yapar ve bunu ona da söylerim. Bana hürmet gösteriyor, onunla konuşuyoruz.
“Rıdvan Yılmaz idman dışında eksikti”
Rıdvan Yılmaz’ı 16 yaşından beri tanıyorum. Büyümüş de küçülmüş üzere. Oyun görüşü, çabukluğu… Caner’i almama niçinimi anlatmıştım. Rıdvan’ı da alternatif olarak aldım. Bir tek antrenmanda hayli rahattı ve kusursuz oynadı fakat onun dışında eksikti.
Bizim bile sindiremediğimiz bir kararı Van’daki bir vatandaş da Bodrum’daki biri de sindiremeyebilir. Ağzından küfür çıkabilir. Ancak palavra diğer bir şey.
“Merih sakatlıktan çıktı”
Merih sakatlıktan çıktı, Ozan mart ayında oynamıştı. Onun da zahmeti oldu. Merih’i ikinci maçta oynatmayıp Kaan’ı aldık. Bunlar daima bir arayışla ilgili. Tahminen 3’lü savunma da yapabilirdim. Lakin ne defansta ne ofansta güzel değildik. Bunun da tek bir niçini yok.’
Şenol Güneş’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu bir teslimiyet değildir. Oyuncularımın da hala hüznünün var olduğunu görüyorum. Bütün oyuncularla tek tek konuştum. Onların da görüşlerini ve tahlillerini almış oldum.
Bu turnuvada asıl karakterimizi gösteremedik. Lakin herkes şunu bilsin ki bayağı bir ekip değiliz. Tenkitlerin dozunun bu yüzden yüksek olduğunu da görüyoruz, biliyoruz.
Sert tenkitleriniz oldu lakin bunları anlıyorum. Biz de içimize sindiremiyoruz. Haklısınız fakat sorunu bir kenara atmak yerine nasıl bir yol çizeceğimizi konuşmamız gerekiyordu.
Vakit zaman afyon yutmuş üzere oynadık lakin o denli bir ekip değiliz aslında. Nereden nereye geldiğimizi yeterli biliyorum..
Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası’nda yer almak amacımızdı. Birinci amacımızı gerçekleştirdik. Ancak kümelerden çıkamadık.
“Turnuvanın başında hiç bir sıkıntımız yoktu”
Turnuvanın başlangıcına kadar hiç bir meselemiz yoktu. Tahminen rehavet denebilir tahminen de öz itimat çoklığı olabilir.
Oyuncular İtalya maçına iştahlı çıktılar, oyunumuz mahkumiyete döndü. Gol daha sonrasında oyunda kopmalar fazla oldu. Biz orada ezildik. Bu ezikliği özgüven kaybı olarak düşündük.
Marttaki maçlar bittikten daha sonra tüm maçların tahlillerini ve ferdî tahlillerin sonuçlarını oyunculara gönderdik. Bu kadar istediğin alana yansımaması oyuncuları da düşürdü. Onlar da kendilerini göstermek istiyordu.
“Yıkılmadık, yıkılmayacağız”
Koşullar ne olursa olsun yıkılmadık, yıkılmayacağız. Dünya Kupası elemeleri var buraya odaklanacağız.
yeniden sahiplenilen, sevilen bir ulusal grup olmak için çalışmaya devam etmek zorundayız. Biz bunu sağladık. Bu çocuklar kaybettiği vakit da çocuklarımız. Sorumluluğu ben paylaşırım.
Dünya Kupası’nda 3. olduğumuzda da Dünya futbolunda üçüncü değildik, burada 24 kadro içinde 24. denince de 24. kadro olmuyoruz.. Biz yerimizi arayan bir ekibiz.
“Bu turnuvaya travma olarak bakmayacağız”
Konuşup tartışalım lakin bunu yaparken yaralamayalım. Kimsenin tenkit hakkını elinden alamayız. Ortak niyet ve çalışmayla yola devam etmeliyiz. Oyunumuzu ileriye taşıyacak düzeyimiz var. Yaralamak yerine, yaraları sarmak ve tepeye çıkmak istiyorum.
Yetkimizi, sonlarımızı ve sorumluluklarımızı daima bildik. Lakin kusurlarımızdan ders alıp sıçrayacak gideceğiz. Bu turnuvayı bir yol gösterici olarak nazaranceğiz, travma olarak bakmayacağız.
Muvaffakiyet için daha hayli konuşulması ve tartışılması gereken bir devir. Finalde olmayan Fransa, Portekiz, Belçika, Hollanda üzere ekiplere baktığımızda bizim de olmamamız olağan. Bunu başarabilmek için ne yapılması gerektiğini konuşmamız gerekiyor.
“Kulüp kadrosu düşünmüyorum”
Bana yapılan hiç bir tenkit yahut hücum aldığımız sonuçların yarattığı hüzünden çok değil. Daha makûs günler gördüm. Beni de yıpratabilirsiniz lakin oyuncuların yıpranmasını istemiyorum.
Bu tabloyu yarım bırakmayacağız ve fırça darbelerimize dikkat ederek bu tabloyu tamamlayacağız. İkinci maksadımız olan Dünya Kupası’na ulaşacağız.
Başarısızlığımızın tahlilini yapıyoruz, yaptık, yapacağız. Beni istemeyenler, eleştirenler de var ancak yalnız hissettirmeyen epey büyük bir kesim de var.
Ben her bıraktığım oyuncuya üzülüyorum, kendilerine de söylüyorum. Sevmek, saymak öbür bir şey lakin iş diğer bir şey.
Kulüp kadrosu düşünmüyorum. Bulunduğum yer benim için rahatsız edici değil. Elimizde âlâ bir oyuncu kümesi var. Onlarla birlikte Dünya Kupası’na katılacağımızı düşünüyorum.
“Takım pirim almadı”
Şunu söyleyeyim; EURO 2020’den dolayı bu kadro hiç bir prim almadı. Zira sonuç gelmedi. Oyuncu maaş almıyor, maaş alan benim. Benim maaşımla da ilgili konuşuluyor ve palavra yazılıyor. İsterlerse hiç para almayayım, kıymetli değil.
“Keşke arbede olsaydı”
Benim kampta sorun olarak gördüğüm tek şey; idare ve oynamayan oyuncuların olduğu antrenmanda Enes Ünal ile Halil Dervişoğlu’nun yaşadığı olay. Halil Dervişoğlu pas atılmadığı için söylenirken Enes de kendisini o an ağabey olarak gördü ve karşılık verdi. Olay bu, hengameler ve yumruklar yazıldı. Keşke olsaydı, tahminen hırslanırlardı.’
“Şu çocukların yakasını bırakın”
Şu çocukların yakasını bırakın. İdareye de, çocuklara prim vermeyin dedim. Bu ekip en epey desteklenen gruptu. Beklentiler o kadar yüksekti ki oyuncular da ona bakılırsa davranmaya başladı. Benim çalıştırmalarımın dışında oyuncular da ekstra çalıştı. Tahminen de bu yanlıştı.
Isınmada oyunculara hiç bir şey demem. O da kusur olabilir. Ben ömrümde İtalya’nın ısınması üzere bir ısınma görmedim. Senin maçta atacağın deparı onlar ısınma sırasında atıyor. Süratli başlayabilirler dedim ekibime.
“Daha evvel de makûs sonuçlar aldık”
Daha evvel de makus sonuçlar aldık. Bu oyunculara bu durumu daha düzgün anlatmamız gerek. Benim de başımda şu an olan oyuncular aşikâr lakin gelecek oyuncular için de kapımız açık. var ise daha düzgünleri onları da alırım. Kaleye, savunmaya… İki bekimiz belirli, bunlara kimi katabiliriz diye bakıyoruz. Mert Müldür geldi ve uygundu. Ben bunları oyuncularla da konuşuyorum. Başımdaki oyuncularla bunu paylaşıyorum. Bu bir tabana vuruştu lakin tekrar tabana vurmayız.
“Salih ve Berat düşündüğüm oyuncular”
Mahmut Tekdemir sakatlandı, bel sakatlığı vardı. Efecan ve Halil Akbunar ile ilgili de o bölgede Cengiz Ünder vardı. Takıma alınmayan Salih, Berat üzere oyuncular düşündüğüm oyuncular. Taylan da oynayamadı. Onu izlediğim maçlara göre daha durağandı. O bölgede Kaan’ı kullandım.
“Taylan için olumsuz bir durum”
Taylan Antalyalı sakatlığım yok dedi, bu biçimde niçin ameliyat oldun? Sakatlığım var deseydin, öbür oyuncular bunu söylemiş oldu; Hasan Ali üzere. Taylan Antalyalı için olumsuz bir durum.
“Emre Belözoğlu ile iki kere görüştük”
Emre Belözoğlu ile görüştüğüm doğrudur. İki defa görüştük. Ulusal kadroda değişimler olacağını söylemiştim. Başlamasaydı sportif yöneticiliğe bizle başlamasını isterdim. çabucak hemen kesinleşmedi, görüşüyoruz.
“Oyuncularla bağlantılarımızda bir sıcaklık var”
Oyuncularla aramda bir nesil çatışması yok, münasebetlerimizde bir sıcaklık var. Lakin farklı bir dünyamız olduğu doğrudur. Oyuncu bağlarımızda adaletli ve özgür bir ortam aşılamaya çalışıyorum. Sıkıldıklarını, çabucak bir şeyler yapmak istediklerini nazaranbiliyorum.
“Hamit Altıntop âlâ bir futbol adamı”
Hamit Altıntop ile epey sık görüşürüm. 2-3 gün evvel görüştük. ‘Hamit Bey’ diyeyim, yöneticimiz. Takdir hakları var. O yazı çıktıktan daha sonra konuşuldu, bana o denli bir şey söylemedi. Hamit Altıntop; epey sevdiğimiz, âlâ bir futbol adamı. Lakin bu konuşmaları sokaktaki birinin ağzıyla konuşursa yanlış yapar ve bunu ona da söylerim. Bana hürmet gösteriyor, onunla konuşuyoruz.
“Rıdvan Yılmaz idman dışında eksikti”
Rıdvan Yılmaz’ı 16 yaşından beri tanıyorum. Büyümüş de küçülmüş üzere. Oyun görüşü, çabukluğu… Caner’i almama niçinimi anlatmıştım. Rıdvan’ı da alternatif olarak aldım. Bir tek antrenmanda hayli rahattı ve kusursuz oynadı fakat onun dışında eksikti.
Bizim bile sindiremediğimiz bir kararı Van’daki bir vatandaş da Bodrum’daki biri de sindiremeyebilir. Ağzından küfür çıkabilir. Ancak palavra diğer bir şey.
“Merih sakatlıktan çıktı”
Merih sakatlıktan çıktı, Ozan mart ayında oynamıştı. Onun da zahmeti oldu. Merih’i ikinci maçta oynatmayıp Kaan’ı aldık. Bunlar daima bir arayışla ilgili. Tahminen 3’lü savunma da yapabilirdim. Lakin ne defansta ne ofansta güzel değildik. Bunun da tek bir niçini yok.’