Muhabir
New member
Hatırlayacağımız üzere, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, 24 Şubat sabahı Ukrayna’ya harekâtı başlatmış olduğunı açıklamasından iki gün evvel, 21 Şubat’ı 22 Şubat’a bağlayan gece, Ukrayna’nın Donbas bölgesinde ayrılıkçıların kurduğu “Donetsk Halk Cumhuriyeti” ve “Luhansk Halk Cumhuriyeti” isimli oluşumları bağımsız devlet olarak tanıdığını açıklamıştı. Bu sonucunı deklare ettiğı konuşmasında Putin, dakikalarca tarihten örnekler vermiş, kendi siyasi görüşlerini tarihe dayandırmaya çalışmıştı. Bunlardan tahminen de en dikkat cazibeli olanı, Putin’in uzun uzun Sovyet ihtilalini eleştirmesiydi. Putin’in “Sovyetler Birliği’nin yıkılması, 20. yüzyılın en büyük trajedisidir” kelamı, akıllardadır. bu biçimde, Putin, niye vaktini Sovyet Devrimi’ne sövmeye ayırdı?
MUHAFAZAKÂR İŞBİRLİĞİ
Zira, o periyotta federasyonun iç sonları olarak çizilen sonlar, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, milletlerarası hudutlar haline gelecek ve Sovyetler Birliği vaktinde Sovyet Ukraynası’na bırakılmış olan Kırım, Odessa, Harkov üzere kentler, Ukrayna’da kalacaktı. O niçinle, bu çevreler, Sovyet ihtilalinin başkanı Lenin’e ateş püskürür. Ancak, tıpkı çevreler, bütün muhafazakârlıklarına karşın, 1930’larda dini kurumlara baskı yapan Sovyet önderi Stalin’e övgüler düzerler. Zira onlara nazaran Stalin, “devrimci karışıklığa” son vermiş ve yeni bir devlet nizamı kurmuştur. Ayrıyeten, Sovyet Orduları’nın Berlin’i ele geçirmesiyle, Stalin, Rus çarlarının bile yapamadığını yaparak, Rusları Avrupa’nın ortalarına getirmiştir.
Bu devletin 1991’de yıkılmasıysa, Rusların kendilerine ilişkin gördükleri bir hayli toprağı Ukrayna, Kazakistan üzere devletlere kaptırması manasına gelir. Rus milliyetçi-muhafazâkarları açısından, Sovyetler Birliği’nin kurulması başka bir felaket, yıkılması başka bir felakettir.
Bugünün Rusya ve Ukrayna’sını anlamak için, bu tarihi ve siyasi art planı bilmek gerekiyor.
MUHAFAZAKÂR İŞBİRLİĞİ
Zira, o periyotta federasyonun iç sonları olarak çizilen sonlar, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, milletlerarası hudutlar haline gelecek ve Sovyetler Birliği vaktinde Sovyet Ukraynası’na bırakılmış olan Kırım, Odessa, Harkov üzere kentler, Ukrayna’da kalacaktı. O niçinle, bu çevreler, Sovyet ihtilalinin başkanı Lenin’e ateş püskürür. Ancak, tıpkı çevreler, bütün muhafazakârlıklarına karşın, 1930’larda dini kurumlara baskı yapan Sovyet önderi Stalin’e övgüler düzerler. Zira onlara nazaran Stalin, “devrimci karışıklığa” son vermiş ve yeni bir devlet nizamı kurmuştur. Ayrıyeten, Sovyet Orduları’nın Berlin’i ele geçirmesiyle, Stalin, Rus çarlarının bile yapamadığını yaparak, Rusları Avrupa’nın ortalarına getirmiştir.
Bu devletin 1991’de yıkılmasıysa, Rusların kendilerine ilişkin gördükleri bir hayli toprağı Ukrayna, Kazakistan üzere devletlere kaptırması manasına gelir. Rus milliyetçi-muhafazâkarları açısından, Sovyetler Birliği’nin kurulması başka bir felaket, yıkılması başka bir felakettir.
Bugünün Rusya ve Ukrayna’sını anlamak için, bu tarihi ve siyasi art planı bilmek gerekiyor.