Muhabir
New member
Belçika’nın başşehri Brüksel’deki Avrupa Birliği (AB) Başkanlar Tepesi, AB-Polonya içinde yaşanan “yargı” tansiyonunun gölgesinde başlıyor. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, tepe öncesi gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Başbakan Morawiecki, Polonya’nın AB’nin “şantajıyla” hareket etmeyeceğini, lakin devam eden uyuşmazlıkları çözmeye çalışacağını söz etti. Morawiecki, “Bazı Avrupa kurumları üstlerine düşmeyen konularda karar verme hakkını üstleniyor” dedi. “Şantaj baskısı altında hareket etmeyeceğiz, diyaloğa hazırız” diyen Morawiecki, “AB kurumlarının daima genişleyen yetkilerini kabul etmiyoruz lakin mevcut uyuşmazlıkların diyalog yoluyla nasıl çözüleceğini şüphesiz konuşacağız” tabirlerini kullandı.
MACRON: “DİYALOG İŞE YARAMAZSA YAPTIRIMLARA BAŞVURABİLİRİZ”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da zirvedilk evvel yaptığı açıklamada, Polonya’ya “anlaşmazlığa Avrupa unsurlarıyla uyumlu bir tahlil bulmak için yürütme kurulu ile bir arada çalışma” teklifinde bulundu. Macron, “Diyalog işe yaramazsa çeşitli yaptırımlara başvurabiliriz” dedi
POLONYA-AB ORTASINDA “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ” TANSİYONU
Geçtiğimiz 8 Ekim’de Polonya Anayasa Mahkemesi, Başbakan Mateusz Morawiecki’nin AB hukuku ile ulusal kanunların çeliştiği durumlarda hangi yasanın üstün kabul edileceğinin belirlenmesi için yaptığı müracaat kararı “AB maddelerinin ulusal maddelerden üstün kabul edilmesinin Polonya anayasasına aykırı” olduğuna hükmetmişti. Karara reaksiyon gösteren Avrupa Komitesi Lideri Ursula von der Leyen, 19 Ekim’de Avrupa Parlamentosu Genel Şurasında yaptığı açıklamada, “Polonya Anayasa Mahkemesi’nin son sonucu AB’nin temellerinin sorgulanmasına niye olmuştur. Bu, Avrupa hukuk tertibinin birliğine direkt bir meydan okumadır” tabirlerini kullanmıştı. Leyen, Polonya’nın AB kıymetlerine ziyan vermesini önlemek için harekete geçeceğini, yasal, mali ve siyasi seçeneklerin değerlendirildiğini belirterek, yaptırım sinyali vermişti. Morawiecki ise Ursula von der Leyen’e, “Mali cezalar hakkında konuşmak kabul edilemez. AB siyasetçilerinin Polonya’ya şantaj yapmasına müsaade vermeyeceğim” kelamlarıyla reaksiyon göstererek “tehdit dilini” reddettiğini söylemişti.
Başbakan Morawiecki, Polonya’nın AB’nin “şantajıyla” hareket etmeyeceğini, lakin devam eden uyuşmazlıkları çözmeye çalışacağını söz etti. Morawiecki, “Bazı Avrupa kurumları üstlerine düşmeyen konularda karar verme hakkını üstleniyor” dedi. “Şantaj baskısı altında hareket etmeyeceğiz, diyaloğa hazırız” diyen Morawiecki, “AB kurumlarının daima genişleyen yetkilerini kabul etmiyoruz lakin mevcut uyuşmazlıkların diyalog yoluyla nasıl çözüleceğini şüphesiz konuşacağız” tabirlerini kullandı.
MACRON: “DİYALOG İŞE YARAMAZSA YAPTIRIMLARA BAŞVURABİLİRİZ”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da zirvedilk evvel yaptığı açıklamada, Polonya’ya “anlaşmazlığa Avrupa unsurlarıyla uyumlu bir tahlil bulmak için yürütme kurulu ile bir arada çalışma” teklifinde bulundu. Macron, “Diyalog işe yaramazsa çeşitli yaptırımlara başvurabiliriz” dedi
POLONYA-AB ORTASINDA “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ” TANSİYONU
Geçtiğimiz 8 Ekim’de Polonya Anayasa Mahkemesi, Başbakan Mateusz Morawiecki’nin AB hukuku ile ulusal kanunların çeliştiği durumlarda hangi yasanın üstün kabul edileceğinin belirlenmesi için yaptığı müracaat kararı “AB maddelerinin ulusal maddelerden üstün kabul edilmesinin Polonya anayasasına aykırı” olduğuna hükmetmişti. Karara reaksiyon gösteren Avrupa Komitesi Lideri Ursula von der Leyen, 19 Ekim’de Avrupa Parlamentosu Genel Şurasında yaptığı açıklamada, “Polonya Anayasa Mahkemesi’nin son sonucu AB’nin temellerinin sorgulanmasına niye olmuştur. Bu, Avrupa hukuk tertibinin birliğine direkt bir meydan okumadır” tabirlerini kullanmıştı. Leyen, Polonya’nın AB kıymetlerine ziyan vermesini önlemek için harekete geçeceğini, yasal, mali ve siyasi seçeneklerin değerlendirildiğini belirterek, yaptırım sinyali vermişti. Morawiecki ise Ursula von der Leyen’e, “Mali cezalar hakkında konuşmak kabul edilemez. AB siyasetçilerinin Polonya’ya şantaj yapmasına müsaade vermeyeceğim” kelamlarıyla reaksiyon göstererek “tehdit dilini” reddettiğini söylemişti.