Muhabir
New member
ABD ve NATO ile Rusya içinde yaşanan Ukrayna tansiyonunda dikkatler Washington-Moskova içindeki trafiğe çevrilirken Türkiye’nin krizdeki pozisyonu da tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin “NATO üyeliğinin gereklerini yerine getireceğini” açıklamasını pahalandıran emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, “Türkiye’nin büsbütün Rusya’nın karşısında konumlanması epeyce muhtemel görünmüyor” dedi.
Erdoğan, evvelki akşam katıldığı canlı yayında Batı ile Rusya içinde yaşanan Ukrayna odaklı tansiyonla ilgili Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana tavır izlemeye devam edeceğini lisana getirerek “Rusya’nın Ukrayna’ya silahlı bir taarruz ve işgal yoluna gitmeyeceğini temenni ediyorum. Çünkü bu biçimde bir adım, ne Rusya için ne de bölgemiz için akılcı bir hareket olamaz” dedi. Tansiyonun silahlı çatışmaya dönüşmemesi için Türkiye’nin uğraşlarının sürdüğünü belirten Erdoğan, Rusya’nın güvenlik tasalarını gidermeye yönelik diyaloğa da muhtaçlık olduğunu belirtti. “Türkiye, NATO müttefiki olmanın yükümlülüklerini bugüne kadar olduğu üzere bundan daha sonra da yerine getirmeye devam edecektir. Bu mevzuda rastgele bir tereddüde mahal yoktur” sözlerini kullandı.
“ULUSAL ÇIKARLAR”
Ukrayna krizinde Türkiye’nin izlediği politikayı ve Erdoğan’ın hususla ilgili açıklamalarını Cumhuriyet’e pahalandıran emekli Tuğgeneral ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Babüroğlu, “Türkiye, NATO üyeliğinden kaynaklı sorumlulukları yerine getireceği iletisini veriyor, NATO üyesi bir ülkenin bu biçimde bir açıklama yapması şaşırtan değildir. Başka taraftan Türkiye’nin Suriye’de, Libya’da, Kafkasya’da, Karadeniz’de Rusya’yla kıymetli işbirlikleri ve ulusal çıkarları var. Rusya’yla çeşitli bölgelerde birlikte çalışma mecburiliği olan Türkiye’nin, Rusya’ya karşı topyekûn NATO’nun yanında yer alması ulusal çıkarlara aykırıdır” dedi. Babüroğlu, “Türkiye’nin büsbütün Rusya’nın karşısında bir cephede konumlanması fazlaca muhtemel görünmüyor” diye konuştu.
Almanya’nın da NATO üyesi bulunmasına rağmen krizde Ukrayna’ya takviye vermediğine dikkat çeken Babüroğlu, şu biçimde konuştu: “Türkiye ne topyekûn NATO’nun yanında ne Rusya’nın yanında yer almalıdır. Zira Türkiye’nin hem NATO hem ABD tıpkı vakitte Rusya’yla işbirliği var. Evet, Türkiye NATO üyesidir. Lakin NATO üyeliği, NATO’nun alacağı her sonucun uygulayıcısı olmayı gerektirmez. Almanya bunun örneğidir. Krizin diplomatik yollardan çözülmesine vurgu yapıyor, Ukrayna’ya silah satmıyor. Türkiye de benzeri biçimde şayet var ise Ukrayna’ya silah satışını durduracak bir siyaset izleyebilir. Zira bu gerginlikten en çok etkilenecek ülkeler içinde Türkiye bulunmaktadır. Türkiye, burada tarafsız kalmayı başarabilir. İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmayı başaran diplomatik hafızasını da kullanarak bunu başarması mümkündür.”
Erdoğan, evvelki akşam katıldığı canlı yayında Batı ile Rusya içinde yaşanan Ukrayna odaklı tansiyonla ilgili Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana tavır izlemeye devam edeceğini lisana getirerek “Rusya’nın Ukrayna’ya silahlı bir taarruz ve işgal yoluna gitmeyeceğini temenni ediyorum. Çünkü bu biçimde bir adım, ne Rusya için ne de bölgemiz için akılcı bir hareket olamaz” dedi. Tansiyonun silahlı çatışmaya dönüşmemesi için Türkiye’nin uğraşlarının sürdüğünü belirten Erdoğan, Rusya’nın güvenlik tasalarını gidermeye yönelik diyaloğa da muhtaçlık olduğunu belirtti. “Türkiye, NATO müttefiki olmanın yükümlülüklerini bugüne kadar olduğu üzere bundan daha sonra da yerine getirmeye devam edecektir. Bu mevzuda rastgele bir tereddüde mahal yoktur” sözlerini kullandı.
“ULUSAL ÇIKARLAR”
Ukrayna krizinde Türkiye’nin izlediği politikayı ve Erdoğan’ın hususla ilgili açıklamalarını Cumhuriyet’e pahalandıran emekli Tuğgeneral ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Babüroğlu, “Türkiye, NATO üyeliğinden kaynaklı sorumlulukları yerine getireceği iletisini veriyor, NATO üyesi bir ülkenin bu biçimde bir açıklama yapması şaşırtan değildir. Başka taraftan Türkiye’nin Suriye’de, Libya’da, Kafkasya’da, Karadeniz’de Rusya’yla kıymetli işbirlikleri ve ulusal çıkarları var. Rusya’yla çeşitli bölgelerde birlikte çalışma mecburiliği olan Türkiye’nin, Rusya’ya karşı topyekûn NATO’nun yanında yer alması ulusal çıkarlara aykırıdır” dedi. Babüroğlu, “Türkiye’nin büsbütün Rusya’nın karşısında bir cephede konumlanması fazlaca muhtemel görünmüyor” diye konuştu.
Almanya’nın da NATO üyesi bulunmasına rağmen krizde Ukrayna’ya takviye vermediğine dikkat çeken Babüroğlu, şu biçimde konuştu: “Türkiye ne topyekûn NATO’nun yanında ne Rusya’nın yanında yer almalıdır. Zira Türkiye’nin hem NATO hem ABD tıpkı vakitte Rusya’yla işbirliği var. Evet, Türkiye NATO üyesidir. Lakin NATO üyeliği, NATO’nun alacağı her sonucun uygulayıcısı olmayı gerektirmez. Almanya bunun örneğidir. Krizin diplomatik yollardan çözülmesine vurgu yapıyor, Ukrayna’ya silah satmıyor. Türkiye de benzeri biçimde şayet var ise Ukrayna’ya silah satışını durduracak bir siyaset izleyebilir. Zira bu gerginlikten en çok etkilenecek ülkeler içinde Türkiye bulunmaktadır. Türkiye, burada tarafsız kalmayı başarabilir. İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmayı başaran diplomatik hafızasını da kullanarak bunu başarması mümkündür.”