Mezopotamya
New member
Volkan AKI
Bütün dallar Sanayi 4.0 ile bir arada süratli bir dönüşüm içerisine girdi ve ulusal ve global rekabet ortasında yer alan şirketler, bu dönüşümü en gerçek biçimde yönetmek istiyor. Borusan Holding kendi dönüşüm planını “3İ” olarak kodluyor; yani iklim, insan ve inovasyon. Sürdürülebilirlik ideolojisini 3İ prensibiyle yerleştirmek istediklerine vurgu yapan Kafadar, gelişmiş ülkelerin işlerini ‘outsource’ etme ezberlerinde son senelerda değişim olduğuna da dikkat çekiyor. Rekabetçiliklerini kaybetme kaygısının işleri kendi ülkelerine döndürme sonucuna sebep olacağına işaret eden Kafadar, Türkiye için ise “Avrupa ile öteki ülkeler içinde bir yerdeyiz. gorece yeterli bir pozisyonumuz var ancak geleceğimiz de risk altında” diye ikazda bulunuyor.
Küresel ekonomik dönüşümü ve Borusan’ı bu dönüşüme nasıl adapte ettiklerini Holding’in CEO’su Erkan Kafadar’la konuştuk.
■ Dünya dönüşürken büyük gövdeyi çevirmek fazlaca daha güç. Borusan Grubu’nda siz bunu nasıl sağlıyorsunuz?
Bizler üzere ana üreticiler, büyük üreticiler olayın farkına varmış vaziyette. Sanayi 4.0 öncesinde de Türkiye’deki otomasyon düzeyi makûs bir durumda değildi. Ben olayı şu biçimde isimlendiriyorum, gelişmiş ülkeler rekabetçiliklerini vakit içerisinde kaybetme telaşıyla birlikte aslında işlerini daha epeyce son 25 yılda başka ülkelere ‘outsource’ etme eğiliminden vazgeçerek, oldukları ülkelere geri döndürmeye başladılar. Bilhassa Amerika geri çevirme yoluna giden ülkelerin başında geliyor. İşlerini ülkelerine geri döndürme eğilimiyle birlikte, bıraktıkları biçimde geri döndüremeyeceklerini, az gelişmiş ülkelerdeki üzere getiremeyeceklerini anladılar. Bu mevzuya daha fazla kıymet vermeye başladılar. Türkiye iktisadına baktığınızda bulunduğumuz versiyon aslında durumu hayli hoş anlatıyor. Avrupa ile öteki ülkeler içinde bir yerdeyiz. bakılırsace güzel bir pozisyonumuz var. Avrupa’ya yakın duruyoruz, onlarla birlikte biroldukça şey yapıyoruz lakin geleceğimiz de risk altında. Avrupa kendine çevirebilir bu işleri yahut az gelişmiş ülkeler bu işleri daha fazla kendine çevirebilir. Bu niçinle izlenebilecek siyasetler hayli kıymetli. Bizim isteğimiz haricinde bu biçimde bir surece geçilebilir. Fason sözünü kimse sevmiyor lakin bu size biçilen bir rol. Yetişmiş iş gücü, düzgün bir sermaye yapısı, yetişecek bir sistem… Türkiye’nin bilhassa büyük endüstrilerinin burayı fazlaca yakından takip ettiğini ve gereken teknolojik dönüşümleri her kademesinde yaptığını görüyorum. Yan sanayi ve daha küçük işletmelere gittiğinizde ise teknolojik yatırımları yapmakta geciktiklerini görüyorum. Ana endüstriyi yan endüstriler rekabetçi bir biçimde destekleyemezse ana sanayi de gücünü kaybeder.
■ Sizin kesiminizde çelikte üretimin yapısı değişiyor. Siz bunu nasıl okuyorsunuz?
Çelikle ilgili 20 yıldır epeyce önemli bir çeliği inceltme lakin bununla birlikte direncini muhafaza konusu var. Araçlardaki en değerli mevzu güvenlik. Bir taraftan arabayı hafifçel etmek istiyorsunuz ancak kaza anında da inançlı olsun. Bu trend aslında elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla bir arada yavaşladı. Zira otomobil ağır olduğunda daha fazla yakıt harcıyor ve havayı daha fazla kirletiyor. Üzerine epeyce konuşulabilecek bir bahis. Otomobiller elektrikli hale gelince her şey olağanüstü olacakmış üzere konuşuyoruz. Ama o elektrikli otomobilin kullanacağı gücün üretimi bugün aslında hususumuz. Burada en hayli çalıştığımız bahis karbon fiber modüller üretmekti. Ayrıntısına girdiğiniz vakit o işin o kadar kolay olmadığını görüyorsunuz. Çelikten çok daha fazla alternatif gereçlere dönüşün bugünden daha fazla olmayacağını düşünüyorum.
BORUSAN GELECEK İ3 MODELİ!
Sürdürülebilirlik konusuna gelelim. İşin sürdürülebilirliği var, çalışanlar var, aile-yönetim var, etraf konusu var…
Bizim üç odak alanımız var. Sürdürülebilirliği “İ3” üzerinden yönetmek gayemiz. Bunlar nedir; iklim, insan, inovasyon. İnsan, biraz evvel bahsetmiş olduğuniz idare, bugünün, geleceğin idaresi, buradaki çeşitlilik, kadın-erkek eşitliği, her kümeden çalışanın olması, farklılıkların benimsenmesi, ‘Borusan Eşittir’ ruhunun olması, çalışanların daima gelişimi, eğitimi, geleceğin yeteneklerinin yetiştirilmesi… Bizlerin en değerli nazaranvi bu 3 “İ”ye sahip çıkmak. İnsan odağını gerçek yapmadığımızda, yetenek kısmını geliştirmediğimizde, yetenekleri, yetkinlikleri bulmak, geliştirmek daha sonrasında onları performansa dönüştürmek ve geleceğimizi emanet edeceğimiz yapıları kurmak sıkıntı.
RES’in yanına 100 MW’lik GES koyacak
■ Yeni iş alanları neler olabilir?
Şarj istasyonları olabilir. hem de bir elektrik üreticisi olduğumuz için güç şirketimizle otomotiv şirketimiz birlikte çalışıyor, proje yapıyorlar. Bizden araç alanlar beraberinde yeşil güç kullanacaklar. Bizim de Supsan firmamızda yeni kuşak motorlara, elektrikli motorlara geçişi planlamamız lazım. Hem kendi imkanlarımıza bakıyoruz birebir vakitte Türkiye’de yatırım yapmaya açık firmaları araştırıyoruz. Teknolojik özellikli eserlerde iştirak kurmak için yabancı 20 isim belirledik. Lojistiğin ortasında olmadığı rastgele bir şey yok. Bir şey A noktasından B noktasına gidiyor. Gelecek için tahminen de en hayli proje yaptığımız mevzuların başında lojistik şirketi geliyor. Borusan Lojistik’in ortasında eTA-Dijital Lojistik diye bir yapılanmamız var. Bu dönüşümün olacağına inanıyoruz. Öte yandan bu yılın başında kanunlaşan hibrit tesisler problemi var. Güneş yahut rüzgar gücü olan tesisinize başka enerjiyi kombine etmenize müsaade veriyor. 100 megavata yakın güneş gücünü hibrit tesis olarak rüzgarın yanına koymak için müracaatımızı yapıyoruz. Müsaade evrakımızı aldık. Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan en hayli etkilenen dalların kendilerine yönelik güç yatırımları olabilir. Projeyi, mühendisliği, üretimi yapıp teslim edebiliriz. Onlar için yatırım yapıp pak güç satabiliriz ya da onların tesislerini onlar ismine çalıştırabiliriz.
“Hasan Tahsin Güven’in vefatının derin ıstırabını yaşıyoruz”
25 yıldan fazla müddettir Borusan CAT bünyesinde çalışan, halihazırda şirketin Türkiye genel müdürlüğü nazaranvini yürüten Hasan Tahsin İtimat geçtiğimiz günlerde vefat etti. Borusan Cat tarafınca hususla ilgili olarak yapılan açıklamada, “Ailemizin kıymetli ferdi, Türkiye Genel Müdürümüz, 25 yıldan uzun müddettir organizasyonumuza taraf veren, biroldukca muvaffakiyete imza atan Hasan Tahsin Güven’i kaybetmenin derin kederini yaşıyoruz” dendi.
Bütün dallar Sanayi 4.0 ile bir arada süratli bir dönüşüm içerisine girdi ve ulusal ve global rekabet ortasında yer alan şirketler, bu dönüşümü en gerçek biçimde yönetmek istiyor. Borusan Holding kendi dönüşüm planını “3İ” olarak kodluyor; yani iklim, insan ve inovasyon. Sürdürülebilirlik ideolojisini 3İ prensibiyle yerleştirmek istediklerine vurgu yapan Kafadar, gelişmiş ülkelerin işlerini ‘outsource’ etme ezberlerinde son senelerda değişim olduğuna da dikkat çekiyor. Rekabetçiliklerini kaybetme kaygısının işleri kendi ülkelerine döndürme sonucuna sebep olacağına işaret eden Kafadar, Türkiye için ise “Avrupa ile öteki ülkeler içinde bir yerdeyiz. gorece yeterli bir pozisyonumuz var ancak geleceğimiz de risk altında” diye ikazda bulunuyor.
Küresel ekonomik dönüşümü ve Borusan’ı bu dönüşüme nasıl adapte ettiklerini Holding’in CEO’su Erkan Kafadar’la konuştuk.
■ Dünya dönüşürken büyük gövdeyi çevirmek fazlaca daha güç. Borusan Grubu’nda siz bunu nasıl sağlıyorsunuz?
Bizler üzere ana üreticiler, büyük üreticiler olayın farkına varmış vaziyette. Sanayi 4.0 öncesinde de Türkiye’deki otomasyon düzeyi makûs bir durumda değildi. Ben olayı şu biçimde isimlendiriyorum, gelişmiş ülkeler rekabetçiliklerini vakit içerisinde kaybetme telaşıyla birlikte aslında işlerini daha epeyce son 25 yılda başka ülkelere ‘outsource’ etme eğiliminden vazgeçerek, oldukları ülkelere geri döndürmeye başladılar. Bilhassa Amerika geri çevirme yoluna giden ülkelerin başında geliyor. İşlerini ülkelerine geri döndürme eğilimiyle birlikte, bıraktıkları biçimde geri döndüremeyeceklerini, az gelişmiş ülkelerdeki üzere getiremeyeceklerini anladılar. Bu mevzuya daha fazla kıymet vermeye başladılar. Türkiye iktisadına baktığınızda bulunduğumuz versiyon aslında durumu hayli hoş anlatıyor. Avrupa ile öteki ülkeler içinde bir yerdeyiz. bakılırsace güzel bir pozisyonumuz var. Avrupa’ya yakın duruyoruz, onlarla birlikte biroldukça şey yapıyoruz lakin geleceğimiz de risk altında. Avrupa kendine çevirebilir bu işleri yahut az gelişmiş ülkeler bu işleri daha fazla kendine çevirebilir. Bu niçinle izlenebilecek siyasetler hayli kıymetli. Bizim isteğimiz haricinde bu biçimde bir surece geçilebilir. Fason sözünü kimse sevmiyor lakin bu size biçilen bir rol. Yetişmiş iş gücü, düzgün bir sermaye yapısı, yetişecek bir sistem… Türkiye’nin bilhassa büyük endüstrilerinin burayı fazlaca yakından takip ettiğini ve gereken teknolojik dönüşümleri her kademesinde yaptığını görüyorum. Yan sanayi ve daha küçük işletmelere gittiğinizde ise teknolojik yatırımları yapmakta geciktiklerini görüyorum. Ana endüstriyi yan endüstriler rekabetçi bir biçimde destekleyemezse ana sanayi de gücünü kaybeder.
■ Sizin kesiminizde çelikte üretimin yapısı değişiyor. Siz bunu nasıl okuyorsunuz?
Çelikle ilgili 20 yıldır epeyce önemli bir çeliği inceltme lakin bununla birlikte direncini muhafaza konusu var. Araçlardaki en değerli mevzu güvenlik. Bir taraftan arabayı hafifçel etmek istiyorsunuz ancak kaza anında da inançlı olsun. Bu trend aslında elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla bir arada yavaşladı. Zira otomobil ağır olduğunda daha fazla yakıt harcıyor ve havayı daha fazla kirletiyor. Üzerine epeyce konuşulabilecek bir bahis. Otomobiller elektrikli hale gelince her şey olağanüstü olacakmış üzere konuşuyoruz. Ama o elektrikli otomobilin kullanacağı gücün üretimi bugün aslında hususumuz. Burada en hayli çalıştığımız bahis karbon fiber modüller üretmekti. Ayrıntısına girdiğiniz vakit o işin o kadar kolay olmadığını görüyorsunuz. Çelikten çok daha fazla alternatif gereçlere dönüşün bugünden daha fazla olmayacağını düşünüyorum.
BORUSAN GELECEK İ3 MODELİ!
Sürdürülebilirlik konusuna gelelim. İşin sürdürülebilirliği var, çalışanlar var, aile-yönetim var, etraf konusu var…
Bizim üç odak alanımız var. Sürdürülebilirliği “İ3” üzerinden yönetmek gayemiz. Bunlar nedir; iklim, insan, inovasyon. İnsan, biraz evvel bahsetmiş olduğuniz idare, bugünün, geleceğin idaresi, buradaki çeşitlilik, kadın-erkek eşitliği, her kümeden çalışanın olması, farklılıkların benimsenmesi, ‘Borusan Eşittir’ ruhunun olması, çalışanların daima gelişimi, eğitimi, geleceğin yeteneklerinin yetiştirilmesi… Bizlerin en değerli nazaranvi bu 3 “İ”ye sahip çıkmak. İnsan odağını gerçek yapmadığımızda, yetenek kısmını geliştirmediğimizde, yetenekleri, yetkinlikleri bulmak, geliştirmek daha sonrasında onları performansa dönüştürmek ve geleceğimizi emanet edeceğimiz yapıları kurmak sıkıntı.
RES’in yanına 100 MW’lik GES koyacak
■ Yeni iş alanları neler olabilir?
Şarj istasyonları olabilir. hem de bir elektrik üreticisi olduğumuz için güç şirketimizle otomotiv şirketimiz birlikte çalışıyor, proje yapıyorlar. Bizden araç alanlar beraberinde yeşil güç kullanacaklar. Bizim de Supsan firmamızda yeni kuşak motorlara, elektrikli motorlara geçişi planlamamız lazım. Hem kendi imkanlarımıza bakıyoruz birebir vakitte Türkiye’de yatırım yapmaya açık firmaları araştırıyoruz. Teknolojik özellikli eserlerde iştirak kurmak için yabancı 20 isim belirledik. Lojistiğin ortasında olmadığı rastgele bir şey yok. Bir şey A noktasından B noktasına gidiyor. Gelecek için tahminen de en hayli proje yaptığımız mevzuların başında lojistik şirketi geliyor. Borusan Lojistik’in ortasında eTA-Dijital Lojistik diye bir yapılanmamız var. Bu dönüşümün olacağına inanıyoruz. Öte yandan bu yılın başında kanunlaşan hibrit tesisler problemi var. Güneş yahut rüzgar gücü olan tesisinize başka enerjiyi kombine etmenize müsaade veriyor. 100 megavata yakın güneş gücünü hibrit tesis olarak rüzgarın yanına koymak için müracaatımızı yapıyoruz. Müsaade evrakımızı aldık. Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan en hayli etkilenen dalların kendilerine yönelik güç yatırımları olabilir. Projeyi, mühendisliği, üretimi yapıp teslim edebiliriz. Onlar için yatırım yapıp pak güç satabiliriz ya da onların tesislerini onlar ismine çalıştırabiliriz.
“Hasan Tahsin Güven’in vefatının derin ıstırabını yaşıyoruz”
25 yıldan fazla müddettir Borusan CAT bünyesinde çalışan, halihazırda şirketin Türkiye genel müdürlüğü nazaranvini yürüten Hasan Tahsin İtimat geçtiğimiz günlerde vefat etti. Borusan Cat tarafınca hususla ilgili olarak yapılan açıklamada, “Ailemizin kıymetli ferdi, Türkiye Genel Müdürümüz, 25 yıldan uzun müddettir organizasyonumuza taraf veren, biroldukca muvaffakiyete imza atan Hasan Tahsin Güven’i kaybetmenin derin kederini yaşıyoruz” dendi.