Ahmet Parıltı Çebi: VAR’ın kararı kalmamıştır! Beşiktaş Lideri Ahmet Parıltı Çebi, Beşiktaş Bağlantı Yöneticisi Bülent Ülgen ile bir arada gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Ahmet Parıltı Çebi’nin açıklamaları şöyle;
“Galibiyetle dönmeyi dilek ediyoruz”
“Bu sene Türkiye şampiyonunun direkt katılabileceği tahminen de son sene. İsmi üstünde Şampiyonlar Ligi. Üç maçımız istemediğimiz üzere gitti ancak geri kalan üç maçımız var. Bunlardan galibiyetle dönmeyi dilek ediyoruz.”
“bir daha şanssızlıklar yaşıyoruz”
“Sakatlıklar, başladığımız günden beri yakamızı bırakmadı. Yalnızca Muhteşem Lig’e tesirinden fazla Şampiyonlar Ligi’ne de tesir etti. Batshuayi’den, Pjanic’ten, Vida’dan, Rosier’den… bir daha şanssızlıklar yaşıyoruz.”
“Trabzonspor maçının pazar günü olmasını isterdim”
“Ligin önderi olan, kuvvetli bir ekiple Trabzonspor’la cumartesi günü maç yapacağız. O maç pazar günü olsun isterdik, niçin cumartesi? Biz perşembe gece İstanbul’da olacağız, cuma günü konutunda dinlenen oyuncuyu cumartesi maça çıkaracağız.”
“Neredeyse sıfır idmanla. TFF dikkat edip de becerebilse hoş olacaktı ancak anladığım kadarıyla yayıncı kuruluşun ısrarları var. Alışılmış ki Fenerbahçe ve Galatasaray’ın maçları var, haklı olarak pazar günü oynuyorlar. Bir sefere mahsus bunu yapabilirdiniz.”
“Gereken yerlerde gereken yansıyı gösteriyorum”
“Başkan çıksana, elini masaya vursana üzere telaffuzlarla alışılmış ki beşerler çektikleri acılara reaksiyon gösteriyorlar. Taraftarıma şunu söylemek istiyorum, ben gereken yerlerde gereken yansıyı gösteriyorum.”
“Mühim olan bunları gidip ilgili şahıslara ilgili biçimde anlatıp, uğraş ediyorsanız yararı var. Beşiktaş taraftarını bağırıp çağırarak değil, kupalar getirerek keyifli etmeyi görev edinmem gerek. Lütfen, elinizi masaya vurun lafını söylemeyin.”
“Ben bunları gerektiği yerlerde yapıyorum. Doğal ki haksızlıklar var, reaksiyon gösterilecek mi, evet gösterilecek. Bunun kararında yararı olması lazım Beşiktaş’a.”
“Bana güvenmelerini istiyorum”
“Ben nasıl şampiyon olacağız dedim, olduk. Transferleri yapacağız dedik, yaptık. Ben, bana güvenmelerini istiyorum. Bana güvenmemelerini sağlamaya çalışan bir muhalefet var, lütfen onlara takılmasınlar.”
“Bana güvensinler. Ben, gereken yerlerde gerekenleri söylüyorum. Cüneyt Çakır, hayli büyük hoca. Bir hoca, daha orijinal biri VAR’da ‘Gel buraya bak hoca’ diyor. VAR protokolüne bakılırsa bir sakatlık var.”
“O sakatlık da şu. Bariz bir biçimde, VAR hakeminin yanılgıyı görüp çağırması lazım. Ne kadar bariz olduğu tartışılır. Cüneyt hoca, yardımcısını çağırıyor. Seyrettiğini görmüyor, anlamıyor. bu biçimde VAR hakeminin çağırmaması gerekiyor.”
“VAR’ın kararı kalmamıştır”
“VAR’ın olma sebebi, kusurları ortadan kaldırmak. VAR’a karşın kusurlar devam ediyorsa, bunun manası VAR olmaktan çıkar. Ki o VAR’daki hakem, Başakşehir maçında da bunları yaptı. Şayet VAR’a karşın yanılgı yapılıyorsa, VAR’ın kararı kalmamıştır.”
“Hakem mevzuları ne vakit bitecek
“Hakem hususları ne vakit bitecek… Her hakem sorunu ayyuka çıktığında bir MHK kellesi kopuyor. Ya kardeşim, tekraren sefer yenisini getiriyorsunuz, bu iş çözülmüyor. İşin kökünde yatan sorunun TFF yahut MHK olmadığını kabulleneceksiniz.”
“İşin başındaki sorun hakemler”
“İşin başındaki sorun hakemler. Vedalaşın artık. Genç arkadaşlar gelsin, yapacaksa yanılgıyı bunlar yapsın, biz de diyet ödeyeceksek geleceğimiz için ödeyelim.”
“Geçmişi bırakmayan hakemler yapısı artık Beşiktaş’a, bana göre Beşiktaş’a, Galatasaray’a bakılırsa Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye nazaran Fenerbahçe’ye ziyan veriyor.”
“”Her kulüpte bir muhalefet vardır”
“Her kulüpte bir muhalefet vardır, bizdekiler bu orta yıkıcı biçimde çalışıyorlar. Beni ve idaresi eleştirecekleri hiç bir şey kalmadı. Ekonomiyi kendi ortasında akıcı hale getirdik, kulüpten bir kuruş alacağı olan yok. Şampiyon olduk. Transferler de hoş.”
“Televizyonun önüne çıkıp konuşuyorsam bilin ki gösteri yapıyorumdur”
“Hakemler yanılgı yapıyor, sen konuşmuyorsun diyorlar. Bir yerden vuracaklar. Ben de bana inancın diyorum. Gerektiği yerde konuşuyorum. Televizyonun önüne çıkıp konuşuyorsam bilin ki gösteri yapıyorumdur, gereken yerde gerekeni yapmıyorum demektir. Benden bu biçimde korkun”
“Sergen Yalçın burada istediği surece vazife yapacak”
“Sergen Hocayla ortamızda abi kardeş bağı var. Hocam, burada istediği surece misyon yapacak. Sıhhati, iştahı, isteği yerindeyse kalmak istediği sürece burada kalacak. Benim hocanın gitmesini istediğim istikametinde bir algı yaratmaya çalışıyorlar.”
“Futbolcularımı küçük düşürücü tabirler… Yok otelde kalmışlar, gitmişler gelmişler… Ben hocayı istiyormuşum, istemiyormuşum… Ben hocayla çalışacağım, bana sormasınlar. Ben bu çocuğu seviyorum, benim hocamı seviyorum.”
“Galatasaray’ın attığı gol, bizim gol…”
“Galatasaray’ın attığı gol, bizim gol… İkisi birbirine fazlaca benziyor. Galatasaray’ın golü gol değil demedik. Bizimki gol dedik. Bu golse, bu da gol. Bir algı yaratıldı, Galatasaray’ın golüne gol değil demişiz. bu biçimde kendi golüme gol değil demiş oluyorum.”
“Galatasaray centilmence açıklama yaptı, daha sonra bugün bir yönetici çıktı ‘Galatasaray maçı haksız kaybetti’ dedi. O arkadaş yanlış konuşmuş. Ya öteki yönetici, ya bu yönetici. O arkadaş da otursun oturduğu yerde, mesleğini icra etsin. Ayıp etmiş.”
Ahmet Parıltı Çebi’nin açıklamaları şöyle;
“Galibiyetle dönmeyi dilek ediyoruz”
“Bu sene Türkiye şampiyonunun direkt katılabileceği tahminen de son sene. İsmi üstünde Şampiyonlar Ligi. Üç maçımız istemediğimiz üzere gitti ancak geri kalan üç maçımız var. Bunlardan galibiyetle dönmeyi dilek ediyoruz.”
“bir daha şanssızlıklar yaşıyoruz”
“Sakatlıklar, başladığımız günden beri yakamızı bırakmadı. Yalnızca Muhteşem Lig’e tesirinden fazla Şampiyonlar Ligi’ne de tesir etti. Batshuayi’den, Pjanic’ten, Vida’dan, Rosier’den… bir daha şanssızlıklar yaşıyoruz.”
“Trabzonspor maçının pazar günü olmasını isterdim”
“Ligin önderi olan, kuvvetli bir ekiple Trabzonspor’la cumartesi günü maç yapacağız. O maç pazar günü olsun isterdik, niçin cumartesi? Biz perşembe gece İstanbul’da olacağız, cuma günü konutunda dinlenen oyuncuyu cumartesi maça çıkaracağız.”
“Neredeyse sıfır idmanla. TFF dikkat edip de becerebilse hoş olacaktı ancak anladığım kadarıyla yayıncı kuruluşun ısrarları var. Alışılmış ki Fenerbahçe ve Galatasaray’ın maçları var, haklı olarak pazar günü oynuyorlar. Bir sefere mahsus bunu yapabilirdiniz.”
“Gereken yerlerde gereken yansıyı gösteriyorum”
“Başkan çıksana, elini masaya vursana üzere telaffuzlarla alışılmış ki beşerler çektikleri acılara reaksiyon gösteriyorlar. Taraftarıma şunu söylemek istiyorum, ben gereken yerlerde gereken yansıyı gösteriyorum.”
“Mühim olan bunları gidip ilgili şahıslara ilgili biçimde anlatıp, uğraş ediyorsanız yararı var. Beşiktaş taraftarını bağırıp çağırarak değil, kupalar getirerek keyifli etmeyi görev edinmem gerek. Lütfen, elinizi masaya vurun lafını söylemeyin.”
“Ben bunları gerektiği yerlerde yapıyorum. Doğal ki haksızlıklar var, reaksiyon gösterilecek mi, evet gösterilecek. Bunun kararında yararı olması lazım Beşiktaş’a.”
“Bana güvenmelerini istiyorum”
“Ben nasıl şampiyon olacağız dedim, olduk. Transferleri yapacağız dedik, yaptık. Ben, bana güvenmelerini istiyorum. Bana güvenmemelerini sağlamaya çalışan bir muhalefet var, lütfen onlara takılmasınlar.”
“Bana güvensinler. Ben, gereken yerlerde gerekenleri söylüyorum. Cüneyt Çakır, hayli büyük hoca. Bir hoca, daha orijinal biri VAR’da ‘Gel buraya bak hoca’ diyor. VAR protokolüne bakılırsa bir sakatlık var.”
“O sakatlık da şu. Bariz bir biçimde, VAR hakeminin yanılgıyı görüp çağırması lazım. Ne kadar bariz olduğu tartışılır. Cüneyt hoca, yardımcısını çağırıyor. Seyrettiğini görmüyor, anlamıyor. bu biçimde VAR hakeminin çağırmaması gerekiyor.”
“VAR’ın kararı kalmamıştır”
“VAR’ın olma sebebi, kusurları ortadan kaldırmak. VAR’a karşın kusurlar devam ediyorsa, bunun manası VAR olmaktan çıkar. Ki o VAR’daki hakem, Başakşehir maçında da bunları yaptı. Şayet VAR’a karşın yanılgı yapılıyorsa, VAR’ın kararı kalmamıştır.”
“Hakem mevzuları ne vakit bitecek
“Hakem hususları ne vakit bitecek… Her hakem sorunu ayyuka çıktığında bir MHK kellesi kopuyor. Ya kardeşim, tekraren sefer yenisini getiriyorsunuz, bu iş çözülmüyor. İşin kökünde yatan sorunun TFF yahut MHK olmadığını kabulleneceksiniz.”
“İşin başındaki sorun hakemler”
“İşin başındaki sorun hakemler. Vedalaşın artık. Genç arkadaşlar gelsin, yapacaksa yanılgıyı bunlar yapsın, biz de diyet ödeyeceksek geleceğimiz için ödeyelim.”
“Geçmişi bırakmayan hakemler yapısı artık Beşiktaş’a, bana göre Beşiktaş’a, Galatasaray’a bakılırsa Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye nazaran Fenerbahçe’ye ziyan veriyor.”
“”Her kulüpte bir muhalefet vardır”
“Her kulüpte bir muhalefet vardır, bizdekiler bu orta yıkıcı biçimde çalışıyorlar. Beni ve idaresi eleştirecekleri hiç bir şey kalmadı. Ekonomiyi kendi ortasında akıcı hale getirdik, kulüpten bir kuruş alacağı olan yok. Şampiyon olduk. Transferler de hoş.”
“Televizyonun önüne çıkıp konuşuyorsam bilin ki gösteri yapıyorumdur”
“Hakemler yanılgı yapıyor, sen konuşmuyorsun diyorlar. Bir yerden vuracaklar. Ben de bana inancın diyorum. Gerektiği yerde konuşuyorum. Televizyonun önüne çıkıp konuşuyorsam bilin ki gösteri yapıyorumdur, gereken yerde gerekeni yapmıyorum demektir. Benden bu biçimde korkun”
“Sergen Yalçın burada istediği surece vazife yapacak”
“Sergen Hocayla ortamızda abi kardeş bağı var. Hocam, burada istediği surece misyon yapacak. Sıhhati, iştahı, isteği yerindeyse kalmak istediği sürece burada kalacak. Benim hocanın gitmesini istediğim istikametinde bir algı yaratmaya çalışıyorlar.”
“Futbolcularımı küçük düşürücü tabirler… Yok otelde kalmışlar, gitmişler gelmişler… Ben hocayı istiyormuşum, istemiyormuşum… Ben hocayla çalışacağım, bana sormasınlar. Ben bu çocuğu seviyorum, benim hocamı seviyorum.”
“Galatasaray’ın attığı gol, bizim gol…”
“Galatasaray’ın attığı gol, bizim gol… İkisi birbirine fazlaca benziyor. Galatasaray’ın golü gol değil demedik. Bizimki gol dedik. Bu golse, bu da gol. Bir algı yaratıldı, Galatasaray’ın golüne gol değil demişiz. bu biçimde kendi golüme gol değil demiş oluyorum.”
“Galatasaray centilmence açıklama yaptı, daha sonra bugün bir yönetici çıktı ‘Galatasaray maçı haksız kaybetti’ dedi. O arkadaş yanlış konuşmuş. Ya öteki yönetici, ya bu yönetici. O arkadaş da otursun oturduğu yerde, mesleğini icra etsin. Ayıp etmiş.”